Not Defteri | Kamusa uzanan el, namusa uzanmıştır~ Cemil Meriç ~
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Not Defteri | Kamusa uzanan el, namusa uzanmıştır~ Cemil Meriç ~

Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır~ Ludwig Wittgenstein ~
 
AnasayfaŞairlerimizPoetik MetinlerBulabileceklerinKitapLatest imagesPortalliGaleriAramaKayıt OlGiriş yapgerçekler adına...

 

 Sihirli bir giysi: aYakkaßı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
d3.altuntokio

d3.altuntokio


Mesaj Sayısı : 46
Kayıt tarihi : 03/12/07

Sihirli bir giysi: aYakkaßı Empty
MesajKonu: Sihirli bir giysi: aYakkaßı   Sihirli bir giysi: aYakkaßı Icon_minitimeCuma Ara. 14, 2007 9:21 am

Sihirli bir giysi: aYakkaßı Ayakkabi1İlk ayakkabıyı kimin ne zaman giydiği bilinmiyor . Ama İlk ayakkabının, ilk insanlarla başladığı varsayılabilir. Mağara çağı insanları, dünyanın taşına toprağına dayanamayacak yapıda olan ayaklarını korumak için ağaç kabuklarından, yapraklardan ve giderek hayvan derilerinden ilkel ayakkabılarını yapmış olmalıdırlar. Ayakkabı ilk çağlardan itibaren her dönem vazgeçilmez bir giysi ve statü göstergesi olarak yerini koruyor.

Araştırmalara göre bilinen ilk el yapımı ayakkabı türü, sandaletler. En eski kanıt ise M.Ö. 8 bin yıllarında yaşayan Amerika yerlilerine ait. Ama ayakkabı konusunda en yaratıcı toplum Mısırlılar olmuş. M.Ö. 3500 yıllarında ıslatılmış kumda ayaklarının kalıplarını çıkarıyor, bu kalıplarda şekillendirdikleri ham deriden tabana şekillendirdikleri tabanlar bağlayarak sandaletler yapıyorlardı. Çok geçmeden bu sandaletler giyen kişinin statülerini göstermeye yarayan en önemli giysi oldu. Kadınlar mücevherlerle süsledikleri ayaklarını sergiliyor, erkekler ise deri kayışlara ender bulunan değerli taşlar taktırıyorlardı. Roma imparatorlarının giydiği sandaletler ise altından yapılıyordu. M.Ö. 3500 yıllarında da ayakkabı, aynı günümüzde olduğu gibi sihirli bir giysiydi. İspanyollar, Perulular, Japonlar, Hintliler, Yunanlılar, kısacası hemen hemen bütün dünya insanları bu sihirli giysinin etkisindeydiler.

Topuklu ayakkabının keşfi

Yine araştırmalara göre, yüksek topuklu ayakkabıların şıklık amacıyla Sihirli bir giysi: aYakkaßı Ayakkabi2kullanıldığı tarih 1533 olarak kayıtlara geçmiş. Bu topuklu ayakkabının yaratıcısı da Leonardo da Vinci’ dir. Floransa’nın ünlü ailelerinden olan Medicis’lerin kızı Cetherine de Medicis bir dük ile evlenecektir. Cetherine, ufak tefek bir kızdır fakat tören oldukça görkemli olacaktır. Aile bir çözüm bulmak için birçok kişiye başvurur. Cetherine törenin görkemi altında kalmamalıdır. Rivayete göre çareyi Leonardo da Vinci bulur. Bu topuklu bir ayakkabıdır ve Cetherine’nin görünüşünden etkilenen kadınlar hemen taklit etmeye başlarlar. Daha sonra aynı geçmişte yaşandığı gibi topuklu ayakkabı bir statü göstergesi olur. Zira işçi sınıfı kullanışsız ve pahalı olarak niteledikleri ayakkabıyı alacak güçte değildir. Topuklu ayakkabıyla ilgili birçok belge olsa da, tarihi o kadar da net değil. Örneğin, Mısırlı kasaplar yerdeki kandan ayaklarını korumak için, Moğol atlıları da üzengilerini daha iyi kavrayabilmek gibi fonksiyonel sebepler için eklemişler ayakkabılarına topukları.

18. yüzyılda ayakkabı modasını Paris belirliyordu. Kadınlar ayakkabılarını Paris’ten getirtiyorlardı ve zarif, topuklu ayakkabılar en çok tercih edilen ayakkabı çeşidiydi. 18. yüzyılın sonlarına doğru Amerika’da açılan ayakkabı fabrikası (İsviçreli Shonewerd ilk ayakkabı fabrikasını kurdu.1859’da ilk kösele dikiş makinası Amerika’ da kullanıma geçti.1870’de G.Mac Kay buna bir deveboynu ekleyerek gelişmeyi yürüttü.1878’de ingiliz Y.Keats, çift iplikli – masuralı dikiş makinasını yaptı.1900’lerden başlayarak makine ile seri yapıma geçildi.) ayakkabı modasını belirleyen Paris’in önüne geçti. 20. yüzyıla gelindiğinde ise herkesin favorisi sağlam ve rahat ayakkabı modelleri olmuştu. Bütün dünyada özgürleşmeye başlayan kadınlar, topuklu ayakkabı yerine günlük hayatın akışına uygun ayakkabı modelleri giyiyordu. Ta ki 1951 yılına kadar. Fransa ayakkabı modasında tekrar atağa geçerek topuklu ayakkabıyı yeniden kadınların gündemine getirmeyi başardı. Fransız bir ayakkabı tasarımcısı olan Charles Jourdan, iğne topuklu “stiletto” ayakkabı stiliyle hemen hemen bütün dünyayı etkisi altına aldı. Fransa’da, İtalya’da üretimi yapılan stiletto’lar cinsel cazibeyi sembolize ediyordu.

Sihirli bir giysi: aYakkaßı Ayakkabi3Gençliğin tercih ettiği ayakkabı modelleri genellikle rahat ve spor görünüşlüydü. 1919 yılında gençlik için devrim niteliğinde bir gelişme oldu. Converse’in ürettiği Allstar ayakkabılar gençlik tarafından hemen benimsenmiş ve kısa bir sürede bütün dünyaya yayılmıştı. Ayak bileğini saran bu keten ayakkabı, daha sonraki yıllarda tüm spor ayakkabıların da öncüsü olacaktı. Converse Allstar günümüz gençliğinin hala vazgeçemediği bir ayakkabı modeli olarak ismini koruyor.

Çizme devreye giriyor


Sihirli bir giysi: aYakkaßı Ayakkabi4
18 yy’da erkeklerin giydiği en popüler ayakkabı çizmelerdi. Kadınlar ise kolay yıpranan kadife veya ipek ayakkabı giyerlerdi.Kadınların bot giyebildikleri tek alan ise binicilikti.1830’dan itibaren çizme, kadınların hayatına bilek seviyesindeki boyu, bileği kavrayan dar boğazı ile oldukça zarif tasarımlarla girdi.Çizmenin moda dünyasına adım atması 20yy ile başlar.80’lerden itibaren,kovboy çizmeleri fonksiyonel amacından kurtularak kadın modası içinde güncel bir yer aldı. 1960’lı yıllara gelindiğinde dünyayı mini etek modası sarmıştı. Birkaç modacı bu durumdan rahatsızdı ve tepki olarak bacak dekoltesini daha az görünür hale sokmak için mini etekle birlikte çizme kullanmayı tercih etti. Ama çizme bir süre sonra bu amacından çıkarak kadının dış görünümünün belirleyicisi oldu. Çizme alışılagelmiş kadın görüntüsünü değiştiren ve daha da özgürleştiren bir ayakkabı olmuştu.

kısa kısa…

Eski Yunanistan’ da da sandal, aba ayakkabı, mantar tabanlı kothornos, deri kayışlı krepis, gelin ayakkabısı nymphitikon ve benzerleri kullanılmıştır.Yunan kadınları, sokakta çıplak ayakla, ya da sandaletle gezerler ev içlerinde yumuşak, kapalı ayakkabılar giyerlerdi. En popüler renkler ise beyaz ve kırmızıydı.

İ.Ö. 5. yy kadar Etrüskler, uçları yukarıya kıvrık , yüksek ökçeli , bağcıklı ayakkabılar giydiler.

Ayakkabı loncaları kurana Romalılar, sağ ve sol ayağa göre kalıplanmış ayakkabılar geliştirerek, ayakkabıcılık tarihinde önemli bir adım attılar.

Ortaçağ boyunca tabaklanmış deriden yapılmış makosenler popüler oldu. Bu ayakkabılara toka ve bağcık eklenerek günümüz ayakkabılarında kullanılan bazı formüller üretildi.

14. ve 15. yy da ayakkabıların burunları uzamaya başladı. Bu moda 15. yy ın sonlarına kadar sürdü ve daha sonra yerini yuvarlak burunlara bıraktı.

17 yy da Avrupa’ da çizme modası yaygındı.

19 yüzyılın ilk yarısında,aristokrat kadınlar kağıt inceliğinde brokerli erlikler giyerlerdi.Bu ayakkabıların tabanları öyle kırılgandı ki ,dışarıda birkaç adım bile atmak mümkün değildi.Hizmetçiler ise sağlam botlar kullanırdı.Roma prenseslerinin altın tabanlı sandaletleri ve XIV.Louıs sarayındaki kadınların kırmızı topuklu zarif ayakkabıları gücü ve sınıfı çağrıştırarak sembolleşmişlerdir.

Mahatma Gandhi’ nin giydiği sandalet, bilgeliği, doğaya ve insana dönüşü , sadeliği, eşitliği simgeliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sihirli bir giysi: aYakkaßı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Not Defteri | Kamusa uzanan el, namusa uzanmıştır~ Cemil Meriç ~ :: Genel Kültür :: Giysiler-
Buraya geçin: